Terapist ve danışan arasındaki ortak bir süreçtir. Ortak tedavi hedefleri, değişime ilham vermek ya da yaşam kalitesini arttırmak olabilir. İnsanlar tek başlarına yüzleşmeleri zor olan sorunlarla ilgili yardım almak için terapi isteyebilirler. Bireysel terapi aynı zamanda terapi, psikoterapi, psikososyal terapi, konuşma terapisi ve danışmanlık olarak da adlandırılır.
Terapi, insanların refahlarına yönelik engelleri aşmalarına yardımcı olabilir. Merhamet ve benlik saygısı gibi olumlu duyguları artırabilir. Terapi gören kişiler, zor durumları ele almak, sağlıklı kararlar almak ve hedeflere ulaşmak için gerekli becerileri öğrenebilirler. Birçok insan kendini daha bilinçli hale getirmenin terapötik yolculuğundan keyif alırlar. Bazı insanlar kendi ruhsal ve duygusal gelişimleri için bireysel terapiye gidebilirler.
Psikolojik rahatsızlıkların bir çoğu insanın verimliliğini, yaşam kalitesini ve yaşama sevincini etkilemektedir.Terapi, zihinsel, duygusal, fiziksel ve davranışsal sorunları tedavi etmeye yardımcı olabilir. Bireysel terapide tedavi edilebilecek bazı sorunlar aşağıdakileri içerir, ancak bunlarla sınırlı değildir:
Zihin bir buzdağı gibidir. Yalnızca yedide biri suyun üzerinde görülebilir.
Bireysel psikoloji, Alfred Adler tarafından geliştirilen, psikanalizden ayrı olarak daha çok toplumsallık ve bütünlüğe önem veren psikolojik kuram. Yaşamın özünde saklı olan gelişme, çaba harcama, iş görme eğilimiyle kendini açığa vuran gizemsel yaratıcı gücü kavrama arzusu, belli bir alandaki yenilgiyi bir başka alanda sağlanacak başarıyla dengeleme isteğinden doğup çıkmıştır. Adler, başlarda Sigmund Freud'un izleyicilerindenken, daha sonra fikir ayrılığına düşerek kendini bireysel psikolojiyi geliştirmeye adamış, Aşağılık kompleksi, Üstünlük kompleksi gibi karmaşalar öne sürmüştür. Birçok bakımdan Freud'un kuramına karşı geliştirdiği kavramlar vardır. 'Ego' karşısında 'benlik' gibi.
Bireysel psikoloji, Alfred Adler tarafından geliştirilen, psikanalizden ayrı olarak daha çok toplumsallık ve bütünlüğe önem veren psikolojik kuram. Yaşamın özünde saklı olan gelişme, çaba harcama, iş görme eğilimiyle kendini açığa vuran gizemsel yaratıcı gücü kavrama arzusu, belli bir alandaki yenilgiyi bir başka alanda sağlanacak başarıyla dengeleme isteğinden doğup çıkmıştır. Adler, başlarda Sigmund Freud'un izleyicilerindenken, daha sonra fikir ayrılığına düşerek kendini bireysel psikolojiyi geliştirmeye adamış, Aşağılık kompleksi, Üstünlük kompleksi gibi karmaşalar öne sürmüştür. Birçok bakımdan Freud'un kuramına karşı geliştirdiği kavramlar vardır. 'Ego' karşısında 'benlik' gibi.